Türk Dil Kurumunun sözlüğüne göre sürdürebilirlik, “sürdürülebilir olanın niteliği” anlamına gelmekte. Daimî olma yeteneği olarak da adlandırılan sürdürülebilirlik, 21. Yüzyıl içerisinde genel anlamı ile biyosfer ve uygarlığın, bu daimî olma yeteneğine atfen kullanılmaktadır.
Yalnızca çevresel anlamı ile düşünülmemesi gereken sürdürülebilirlik kavramı; üretim ve çeşitliliğin devamlılığını sağlarken aynı zamanda insanlığın, yaşamını daimî kılması anlamına da gelmektedir. Diğer bir ifade ile bireyin, kendi ihtiyaçlarını giderirken gelecek nesillerin ihtiyaçlarından da ödün vermeden ihtiyacını karşılayabilmesidir. Sürdürülebilirlik, insan hayatı kadar diğer canlıların hayatını idame edebilmeleri açısından da oldukça mühim. Çünkü sürdürülebilir bir dünya yalnızca insanlara hizmet etmemekte; ağaçlara, havaya, karıncaya, balığa ve nefes alan tüm canlı organizmalara hayat vermektedir.
Sürdürülebilirlik sayesinde yalnızca kendi yaşamımızı düşünmeyip bugünden hareketle yarınlarımızı, gelecek nesillerin yaşamını da kaale almış oluruz. Bu şekilde düşünür ve doğaya saygılı davranırsak, kaynaklarımızın ömrü ve dünya yıpranmaz. Aksi taktirde küresel ısınma, doğal afetler ve daha birçok felakete sebebiyet vermiş oluruz.
Sürdürülebilirliği tarih alanında da inceleyebiliriz, bu doğrultuda sürdürülebilirlik tarihi itibari ile ilk medeniyetlerden günümüze kadar var olan insan egemen ekolojik sistemleri gözlemlemiştir. Sürdürülebilirlik tarihinin özgün bir özelliği olarak, belirli bir toplumun toplumsal başarısı artar ancak ardından kriz dönemi yaşanır. Bu kriz de ya çözülür ve toplum bu süreçte edindiği yeni tecrübesi ile sürdürülebilir bir hale gelir ya da tecrübeden faydalanamaz ve çöküşe geçer.
Erken dönem insanlık tarihinde ateşin keşfi ve farklı yiyecekler için duyulan istek, bitki ve hayvan topluluklarının doğal yapısında değişikliğe neden olmuştur. 10.000 yıl kadar öncesinde büyük ölçüde doğal çevrelerine bağımlı olan tarım toplumları ortaya çıkmıştı ve bu durum sürdürülebilir bir dünyanın gerekliliğini gözler önüne sermektedir.
Kısacası sürdürülebilirlik, biz insanlar için yarınlara sağlıkla yapabileceğimiz yolculuğun biletidir.
Sürdürülebilirlik Niçin Önemli?
Sürdürülebilirlik sayesinde topluluklar ve ülkeler kendisini geliştirir. Çevrenin korunması, doğal ve yapay kaynakların ekonomik bir şekilde kullanılması ve bu sayede gelecek nesillere daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya bırakmak için oldukça önemli bir kavramdır.
BM Hedefleri kapsamında itina ile ele alınan Sürdürülebilirlik, her geçen gün önemini arttırmaktadır. 2030 yılına kadar tamamlanması planlanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) şu başlıkları içerir:
● Yoksulluğa son
● Temiz su ve sıhhi koşullar
● Sağlıklı bireyler
● Açlığa son
● Erişilebilir ve temiz enerji
● Sanayi, yenilikçilik ve altyapı
● Nitelikli eğitim
● Toplumsal cinsiyet eşitliği
● Eşitsizliklerin azaltılması
● İnsana yakışır iş ve ekonomik büyüme
● Sorumlu üretim ve tüketim
● Sudaki yaşam
● Sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları
● İklim eylemi
● Barış ve adalet
● Karasal yaşam
● Hedefler için ortaklıklar
Her geçen gün sürdürülebilirliğin önem kazanmasının en büyük nedeni; Dünya’nın gün geçtikçe yaşlanması, doğal kaynakların tükenmesi ya da azalması, insan eli ile doğaya zarar verilmesi ve böylece kaynakların tükenmesine yol açılmasıdır.
Sürdürülebilirlik Çeşitleri Nelerdir?
2005 Dünya Sosyal Gelişme Zirvesi’nde ekonomik gelişim, sosyal gelişim ve çevre koruma gibi sürdürülebilirliğe ait kalkınma hedefleri belirlendi. Belirlenen bu görüş çerçevesinde sürdürülebilirliğin üç boyutunun birbirini karşılıklı olarak etkilediği ve birbirinden bağımsız olmadığı fikri ortaya konuldu. Aslında sürdürülebilirliğin bu üç boyutu birbirine bağımlı olduğu ve uzun vadede birinde yaşanabilecek potansiyel eksikliğin yaşamak diğerleri adına da olumsuz sonuçlar doğuracağı aşikar durumda. Kısacası ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik boyutları bir bütündür ve birinde aksilik yaşanması durumunda tüm mekanizma olumsuz etkilenecektir.
Çevresel Sürdürülebilirlik
Dünyamızda yer alan doğal kaynakların elbet bir gün tükeneceği ve bu gerçeği bir süre de olsa ertelemek adına kaynakların akıllı bir biçimde kullanılması gerektiğine odaklanılır. Her canlının yaşamı adına büyük bir öneme sahip olan çevresel sürdürülebilirliğin önemi gün geçtikçe daha da iyi anlaşılmaktadır.
İnsanların, ekonomik ihtiyaçlarını gidermesi için doğal kaynakları savurgan bir şekilde adeta bitmeyecekmiş gibi kullanması, kalkınma için canlıların yaşam haklarına müdahale etmesi; ekolojik sürdürülebilirliğin kapsadığı konular arasında yer alır.
Sosyal Sürdürülebilirlik
Eğitim, refah, sağlık, yaşam kalitesi, güvenli yaşam ve benzer alanlarda toplumsal şartların sürdürülebilirliği konusuna odaklanılır. İnsanlar arasındaki sosyal ilişkilerin zenginleştirilmesini ve bunun yanı sıra bireysel ve grupsal hedeflere ulaşılması hedeflenir.
Ekonomik Sürdürülebilirlik
Üretim ve tüketim kaynaklarının sürdürülebilirliği, ekonomik devamlılığa ve kalkınmaya dikkat çekmek için oldukça önemli bir kavramdır. Tüm bu sürdürülebilirlik bileşenleri bir arada ve uyum içerisinde çalıştığı zaman, bireyin istek ve ihtiyaçlarının bugün ve gelecekte karşılanabilme potansiyeli artacaktır. Böylelikle sürdürülebilir bir kalkınma mümkün hale gelecektir. Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde oluşturulan temel fikre göre toplum, zaman içerisinde refahın azalmasına asla izin vermemelidir.
“TEKNOKENT ve TEKNOPARK Nedir?” içeriğimizin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz!