İnsanoğlu bu hayatta her türlü duyguyu yaşamak için yaratılmıştır muhakkak. Her zaman mutlu veya sevgi dolu hissedemez. Endişeli de hissedebilir, hayatı boyunca hissetmediği kadar üzgün de. Peki, günlük hayatımızda sosyal medya duygularımızı nasıl yönlendiriyor? Elbette bu etkiyi her an açık bir şekilde fark etmek mümkün değil ama düşününce bazı hislerimize yön verdiği yadsınamaz.
Her gün dünyanın azımsanmayacak miktarda kısmı saatlerini sosyal medyada geçiriyor. Sosyal medyayı bu kadar önemli kılan hatta yaşamımızın bir parçası hale getiren ne? Öncelikle kişi arkadaşlarıyla iletişim halinde kalabiliyor ve yeni arkadaşlıklar da kurabiliyor. Dünyanın bir ucundaki bambaşka bir kişinin hayatını görebiliyor, dünyayı saniyelik bir zaman diliminde takip edebiliyor. İsterse eğitimi için kullanabiliyor ya da kendi anılarını kaydetmek için. Bu gibi hepinizin bildiği bir sürü özelliği bulunuyor sosyal medyanın. Mark Zuckerberg yirmi yıl önce teknolojiye büyük bir etki yapacağını tahmin etmiştir şüphesiz ama hayatımızı adayacağımız bir nesne haline getireceğimizi bilir miydi emin değilim.
Bugün sosyal medya çağında her şey Instagram gibi platformlar üzerinden işliyor. Sosyal medyanın kendine yarattığı içerik üreticileri, akımları, fenomenleri var. Bu insanların yaptıkları her şey takipçilerinin bir tık uzağında. Yedikleri şeyleri, gezilerini, arkadaşlıklarını buradan takip edip fikir sahibi olduğunuzu düşünebiliyorsunuz. Çoğumuzun unuttuğu şey ise herkesin sadece paylaşmak istediği kadar paylaştığı gerçeği. Aslına bakarsınız bu sahip olunan önemli bir özgürlük. Ne paylaşmak istediğiniz tamamen size bağlı. İster fikrinizi paylaşın ister hayatınızdan kareleri.
Yetersizlik hissi nerede başlıyor peki? Bazen insanların paylaştığı şeylere bakarak sahip olamadıklarımız için kendimizi yetersiz hissederken bazen de kendimizi genel olarak yeterli olarak bulamadığımızdan. Herkesi akademik olarak çok başarılı düşünebilirsiniz ya da çok yetenekli ve zeki olduklarını. Burada unuttuğumuz şey insanlar mutlu oldukları şeyleri paylaşmakta daha rahatlar ki bu çok normal. Çünkü arkamıza baktığımızda çoğumuzun hatırlamak istediği güzel anılar. Bazı insanlar sosyal medyanın sadece bunun için var olduğunu düşünüyor ki bu benim için doğru değil.
Bir diğer yetersizlik hissi konusu ise yaratılan beden algısı. Herkesin vücudu mükemmel olmalı ya da insanlar zayıf olmalı gibi yaratılan algılar bir insanı çok kolay bir şekilde yetersiz hissettirebilir. Dünyada milyarlarca insan olması demek o kadar da farklı renkte, farklı kilo ve boylarda insan demek. Instagram’da gördüğümüz her fotoğrafın sandığımız kadar gerçek olmaması da cabası. Yapılan fotoğraf düzenlemeleri var. Kitapçıdan sadece sosyal medyada paylaşmak adına birkaç kitap alıp evinde sergileyen insanlar var. Demek istediğim “yetersizlik yanılsamaları” hayatta bile var. Şu an sana gülerek bakan bir insanın gerçekten de ne yaşadığını tahmin edemediğin gibi.
Tüm bu anlattıkların ne içindi derseniz sadece bir hatırlatma içindi. Hayatta başkalarına odaklanırken kendimizden kaçırdıklarımızı hatırlatmak için. Herkesin farklı yetenekleri, farklı hayalleri var. Çoğunun keşfedilmeyi beklediğinden eminim. Elimizdeki sayılı vakti doğru kullanmak ve kendimiz için bir şeyler yapmak belki o yetersizlik hissini doldurur. Belki de başkalarında aradığımızı kendimizde buluruz. Yazımı sonlandırmadan önce size iki şey önermek istiyorum. Birincisi bir dizinin bölümü. Belki de izlemişsinizdir çünkü son zamanlarda oldukça beğenildi. Neyse lafı uzatmayayım, Black Mirror Nosedive bölümü konumuzla alakalı. İzleyecek olanlar da umarım beğenir. Bugün bir kere daha Dead Poets Society filmi ile anladım ki şiir ve diğer güzellikler insana duygularını da anlamasında yardımcı oluyor. Hem filmi hem edebiyatın her türlü şeklini her zaman size öneriyorum. Bu haftalık bu kadardı. Haftaya görüşmek üzere!
“Yaratıcılığı Öldüren Şey: Tüketmek mi, Üretmemek mi?” blog yazımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz!
FounderN Kimdir?
FounderN, girişimcilik dünyasının en güncel haberleri, inovasyon odaklı içerikleri ve ekosistemin her bir parçasına değer katan çalışmalarıyla, faaliyet gösteren dinamik bir dijital medya platformudur. 2020 yılında “Girişim Haberleri” adıyla başlayan serüvenimiz, Eylül 2024 itibarıyla FounderN kimliği ile, girişimcilik ekosisteminin ilham veren dinamik sesi olma yolculuğuna devam ediyor. FounderN; teknoloji, girişim ve yatırım dünyasındaki gelişmeleri yaratıcı ve yenilikçi bir perspektifle sunarak iş dünyasının liderlerini, yatırımcılarını ve girişimcilerini sizlerle bir araya getirir.
FounderN olarak misyonumuz, yalnızca yaşanan son gelişmeleri paylaşmak değil, okurlarımızı bu gelişmelerin aktif bir parçası haline getirmek ve ekosistemin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamaktır. Ekosistemdeki en yeni gelişmelerden haberdar olmak, büyüyen bu topluluğun bir parçası olmak istiyorsanız, bültenimize abone olabilir, sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip ederek ilham dolu bu yolculuğa katılabilirsiniz.
Bizimle Keşfetmeye Devam Edin: İlginizi çekebilecek diğer #Gündem Haberleri için tıklayın!
Foundern LinkedIn hesabına buradan ulaşabilirsiniz.
Foundern Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz.
