Enerji dönüşümü, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir teknolojiler alanında bu hafta hem Türkiye’de hem de dünyada dikkat çekici ve umut verici gelişmeler yaşandı.
Dünyanın ilk portatif güneş santralinin bir demiryolu hattında devreye alınması, sadece yenilenebilir enerji kullanımında değil, taşınabilir enerji çözümleri konusunda da önemli bir dönüm noktası yaratıyor. Öte yandan, hidrojen plazması kullanarak çevreci nikel üretimi, sanayi sektöründe karbon ayak izini azaltma yolunda heyecan verici bir yenilik sunuyor. Türkiye’de reklamcılık sektörünün net sıfır hedefiyle Ad Net Zero Türkiye platformunu kurması, yaratıcı endüstrilerin sürdürülebilirlik yolunda harekete geçtiğini gösterirken, geleceğin temiz havacılığına aday switchgrass biyoyakıtı, havacılığın yeşil dönüşümünde yeni bir sayfa açıyor.
Brisa ve Enerjisa’dan gelen büyük ısı pompası yatırımı, enerji verimliliğini artırma yolunda güçlü bir adım olurken, bakterilerle oksijensiz elektrik üretimi üzerine yapılan çalışmalar, biyoteknolojinin iklim çözümlerindeki potansiyelini bir kez daha ortaya koyuyor. Ayrıca Kanada’da dünyanın en büyük asbest madeni atıklarının elektrikli araç bataryası bileşenine dönüştürülmesi ve karbon tutulumu sağlanması, hem atıkların dönüştürülmesi hem de iklim değişikliğine karşı uzun vadeli çözümler geliştirilmesi açısından çığır açıcı bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Şimdi gelin, bu gelişmelere ve projelere daha yakından bakalım.
Dünyanın İlk Portatif Güneş Santrali, Demiryolu Hattında Aktif Olacak

İsviçre’nin batısındaki Val-de-Travers bölgesinde kurulan dünyanın ilk “portatif güneş santrali”, demiryolu altyapılarında yenilenebilir enerji kullanımına yeni bir soluk getiriyor. İsviçre’nin Federal Ulaştırma Ofisi tarafından Ekim 2024’te onaylanan bu proje, 48 fotovoltaik panelle aktif bir demiryolu hattına kuruldu. Her biri 385 W kapasiteye sahip olan bu paneller, yıllık 16 MWh enerji üreterek yalnızca 500 metre mesafedeki kamu şebekesine enerji sağlamayı amaçlıyor. Projeyi geliştiren Sun-Ways, raylar arasına mekanik olarak yerleştirilen panelleri kurmak için özel olarak tasarlanmış bir tren kullandı.
Bu tren, yalnızca birkaç saat içinde 1.000 metrekarelik panel döşeme kapasitesine sahip ve bu sayede kurulumu oldukça hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Ayrıca, panellerin temizliği silindirik fırça sistemi ile otomatik olarak yapılabiliyor. Sun-Ways, bu teknolojiyi gelecekte trenlerin çekiş sistemine doğrudan enerji sağlayacak şekilde geliştirmeyi planlıyor. Bu model, İsviçre’deki 5.000 kilometrelik demiryolu ağında uygulanarak yılda 1 TWh enerji üretebilir ve ülkenin elektrik ihtiyacının yaklaşık %2’sini karşılayabilir. Uluslararası alanda büyük ilgi gören bu proje, demiryolu taşımacılığının daha sürdürülebilir hale gelmesini sağlayabilir.
Hidrojen Plazması İle Çevreci Nikel Üretimi

Almanya’daki Max Planck Sürdürülebilir Malzemeler Enstitüsü, nikel üretiminde büyük çevresel sorunları azaltabilecek yeni bir yöntem geliştirdi. Dünyadaki nikel rezervlerinin çoğu (%60) düşük kaliteli laterit cevherlerinden oluşuyor ve bunları işlemek çok enerji gerektiriyor. Geleneksel üretimde, bir ton nikel çıkarmak için 1.7 ton kömür kullanılıyor ve bu da yaklaşık 20 ton CO₂ salımına yol açıyor. Ancak hidrojen plazması yöntemiyle, araştırmacılar bu cevherlerden nikel elde ederken karbon salımını %84 azaltmayı başardı.
Ayrıca bu yöntem %18 enerji tasarrufu sağlıyor ve üretimden geriye kalan cüruf inşaat malzemesi olarak değerlendirilebiliyor. Bu gelişme, özellikle elektrikli araç bataryalarında ve paslanmaz çelik üretiminde kullanılan nikel için daha sürdürülebilir bir kaynak yaratma potansiyeli taşıyor.
Reklamcılık sektörü net sıfır yolunda: Ad Net Zero Türkiye

6 Mayıs’ta İstanbul’da lanse edilen Ad Net Zero Türkiye, reklamcılık sektöründe karbon salımını azaltmayı hedefleyen önemli bir girişim. Dünya genelinde reklam sektörü, havacılıkla eşdeğer karbon salımı yapıyor. Örneğin, sadece dijital reklam kampanyaları her ay 215 bin ton CO₂ üretiyor. Türkiye’de bugüne kadar reklam sektörünün karbon ayak izi ölçülmemişti, bu yüzden Ad Net Zero Türkiye önemli bir boşluğu dolduruyor.
Program, ajansların ve markaların karbon emisyonlarını ölçmelerine, azaltmalarına ve aynı zamanda toplumu çevre dostu davranışlara teşvik eden kampanyalar üretmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Reklamların yaratıcı sürecinden medya planlamasına kadar her aşamada iklim dostu bir yaklaşım geliştirmek için sektör bir araya geliyor.
Geleceğin Temiz Havacılığı: Switchgrass Biyoyakıtı
ABD’de yapılan araştırmalar, switchgrass (panicum virgatum) bitkisinin, düşük gübre ihtiyacı, yüksek biyokütle verimi ve çevre dostu özellikleriyle sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üretimi için güçlü bir alternatif sunduğunu ortaya koyuyor. Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi’nde gerçekleştirilen çalışmalar, bu çok yıllık enerji bitkisinin yalnızca biyokütle üretimiyle değil, aynı zamanda çevreye sağladığı katkılarla da öne çıktığını gösteriyor.

Switchgrass, mısır gibi geleneksel biyoyakıt kaynaklarına kıyasla çok daha az azot gübresiyle yüksek verim sağlıyor. Çalışmalarda kullanılan yeni enerji tipi switchgrass türleri, yılda yalnızca 56 kg/ha azotla önemli miktarda biyokütle üretiyor. Bu, mısırın gerektirdiği 202 kg/ha azot girdisine göre çok daha düşük bir değer. Ayrıca switchgrass tarlalarında, azot oksit (N₂O) emisyonları önemli ölçüde azalıyor ve nitrat sızıntıları mısıra göre %80 daha az oluyor. Bu durum, su kaynaklarını koruma ve iklim dostu tarım uygulamaları açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Switchgrass’ın farklı türleri, dört eyalette yapılan testlerde, düşük azot girdisiyle daha fazla biyokütle verimi sağlayarak, ekonomik açıdan da büyük faydalar sunuyor.
Bu bitki, düşük azot ihtiyacı, yüksek biyokütle verimi ve uzun ömürlü üretim potansiyeli ile sürdürülebilir havacılık yakıtı üretimi için önemli bir aday olarak öne çıkıyor. Ayrıca, toprakta karbon depolama kapasitesiyle de iklim dostu tarım uygulamaları için büyük bir fırsat sunuyor. Switchgrass, tarım dışı alanlarda da yetişebildiği için gıda üretimiyle rekabet etmiyor ve bu özelliğiyle sürdürülebilir biyoyakıt üretiminin geleceğinde kilit bir rol oynayabilir.
Brisa ve Enerjisa’dan Büyük Isı Pompası Yatırımı
Brisa ve Enerjisa Enerji, İzmit’teki fabrikalarında 4,8 MW gücünde kurdukları ısı pompası sistemiyle enerji verimliliğine katkı sağlıyor. Bu çevre dostu sistem, fabrikadaki atık ısıyı geri kazanarak yılda yaklaşık 4,3 milyon metreküp doğalgaz ve 55 bin metreküp su tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Ayrıca, bu sistem sayesinde 6.180 ton karbon salımının engellenmesi planlanıyor. Türkiye’nin sayılı büyük ölçekli ısı pompası projelerinden biri olan bu uygulama, sanayide enerji verimliliği ve çevre koruma açısından örnek bir çalışma olarak dikkat çekiyor.

Proje, Enerji Performans Sözleşmesi (ESCO) modeliyle hayata geçirildi. Bu modelde, tüm yatırım maliyetini Enerjisa Enerji üstlenirken, sistemin bakımı ve performans takibi de aynı şirketin sorumluluğunda olacak. Brisa, bu projeyle 2030 yılına kadar doğrudan emisyonlarını %56 oranında azaltmayı hedefliyor ve bu adım, sanayi sektöründe enerji dönüşümüne dair önemli bir örnek teşkil ediyor.
Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, enerji verimliliği yatırımlarının çevresel ve ekonomik faydalarını vurgulayarak, “Üretimi kadar tüketimi de verimli hale getirmeliyiz” şeklinde bir açıklama yaptı. Brisa ve Enerjisa’nın daha önce Aksaray fabrikasında gerçekleştirdikleri benzer projelerle, sanayi sektöründe sürdürülebilirlik adına somut ve etkili örnekler sunulmaya devam ediliyor. Bu tür yatırımlar, çevre dostu enerji kullanımının sanayi alanında nasıl uygulanabileceğini gösteriyor.
Bakterilerle Oksijensiz Elektrik Üretimi

Texas Rice Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, oksijenin olmadığı ortamlarda bile elektrik üretebilen bakteriler üzerinde çalışıyor. Normalde bakteriler oksijenle enerji üretir, ama bu yeni araştırmada keşfedilen türler, hücre zarlarından elektron taşıyarak çevredeki iletken yüzeylere elektrik aktarabiliyor.
Bu yetenek, biyoyakıt hücrelerinden biyosensörlere kadar pek çok alanda kullanılabilir. Özellikle oksijen bulunmayan ortamlarda (örneğin derin yeraltı suları veya bazı endüstriyel atık tesislerinde), bu bakteriler çevreci ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı yaratma potansiyeli taşıyor. Araştırma henüz temel aşamada, ama gelecekte düşük enerji ihtiyaçlı alanlarda bu tür biyolojik enerji sistemlerinin yaygınlaşabileceği düşünülüyor.
Dünyanın En Büyük Asbest Madeni Atıkları, Elektrikli Araç Bataryası Bileşenine Dönüştürülecek

Kanadalı startup Exterra Carbon Solutions, 2027 yılında Quebec’in Val-des-Sources bölgesinde, eski Jeffrey Asbest Madeni’nde dünyanın en büyük asbest madeni atığı işleme tesisini kurmaya hazırlanıyor. Bu tesis, her yıl 300.000 ton asbest atığını dönüştürerek, elektrikli araç bataryaları üretiminde kullanılan malzemeler ve karbon dioksit depolama için kullanılan maddeler üretecek. Exterra’nın geliştirdiği mineralizasyon tekniği, karbon dioksiti doğrudan işlenen minerallere entegre ederek, bu gazı kalıcı olarak depoluyor.
Bu süreç, karbon salınımını azaltmaya büyük katkı sağlayabilir. Quebec’te 2012’de asbest madenciliği sonlanmış olsa da, bölgede hala yaklaşık 800 milyon ton atık bulunuyor ve bu tesis, bu atıkları binlerce yıl boyunca işleyebilecek kapasiteye sahip olacak. Şirketin bu girişimi, madencilik sektörünü döngüsel ekonomiye entegre etme ve çevresel etkileri azaltma amacını taşıyor, aynı zamanda asbest atıklarının çevreye verdiği zararı ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Sürdürülebilir bir geleceğe giden yolda, atılan her adımın önemi büyük. Bu gelişmeleri takip ederek daha bilinçli bir toplum yaratabilir, gezegenimize hak ettiği özeni gösterebiliriz.
”Yapay Zeka Dünyasında Bu Hafta! (30 Nisan – 7 Mayıs 2025) ” raporumuzun detaylarına buradan ulaşabilirsiniz!
FounderN Kimdir?
FounderN, girişimcilik dünyasının en güncel haberleri, inovasyon odaklı içerikleri ve ekosistemin her bir parçasına değer katan çalışmalarıyla, faaliyet gösteren dinamik bir dijital medya platformudur. 2020 yılında “Girişim Haberleri” adıyla başlayan serüvenimiz, Eylül 2024 itibarıyla FounderN kimliği ile, girişimcilik ekosisteminin ilham veren dinamik sesi olma yolculuğuna devam ediyor. FounderN; teknoloji, girişim ve yatırım dünyasındaki gelişmeleri yaratıcı ve yenilikçi bir perspektifle sunarak iş dünyasının liderlerini, yatırımcılarını ve girişimcilerini sizlerle bir araya getirir.
FounderN olarak misyonumuz, yalnızca yaşanan son gelişmeleri paylaşmak değil, okurlarımızı bu gelişmelerin aktif bir parçası haline getirmek ve ekosistemin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamaktır. Ekosistemdeki en yeni gelişmelerden haberdar olmak, büyüyen bu topluluğun bir parçası olmak istiyorsanız, bültenimize abone olabilir, sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip ederek ilham dolu bu yolculuğa katılabilirsiniz.
Bizimle Keşfetmeye Devam Edin: İlginizi çekebilecek diğer #Gündem Haberleri için tıklayın!